30 Nisan 2025 Çarşamba

Antalya Alarm Veriyor! Düden Çayı Kirliliği İçin Acil Önlem Çağrısı

Antalya'da Düden Çayı'nda yaşanan kirlilik sorunu, İl Koordinasyon Kurulu'nun 147 milyarlık proje gündemiyle toplandığı toplantıda masaya yatırıldı. Sürdürülebilir kalkınma, çevresel hassasiyet ve ulaşım yatırımları gibi konuların ele alındığı toplantıda, Düden Çayı'ndaki kirlilik riskine dikkat çekilerek acil önlem çağrısında bulunuldu. Prof. Dr. Bülent Topkaya, "Bugün atacağımız adımlar, gelecekte Antalya'nın su güvenliğini belirleyecektir" diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.

Antalya'nın Su Kaynakları Tehlikede Mi?

Antalya Valiliği tarafından oluşturulan Düden Çayı Bilim Kurulu, çayın mevcut durumu, kirlilik kaynakları ve çözüm önerilerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sundu. 1995 yılından bu yana süregelen kirlilik riskinin yeniden gündeme geldiği toplantıda, yeraltı su kaynaklarının ortalama 100 yıl gibi uzun bir yenilenme süresine sahip olduğu ve kimyasal kirlenmenin çok geç fark edilebileceği vurgulandı.

Bilim Kurulu'nun yaptığı araştırmalar, Düden Çayı'nın Akdeniz'e yoğun besin maddesi, katı madde ve koliform bakteri taşıdığını ortaya koydu. Ayrıca, kanalizasyon sistemine bağlı olmayan küçük yerleşimlerin ve taşımacılık faaliyetlerinin yeraltı sularını tehdit ettiği belirlendi. 2019 yılı ölçümlerinde Varsak Kanalı'nda su kalitesinin "kötü", Düdenbaşı ile Şelale arasındaki bölgede ise "çok kötü" seviyede olduğu tespit edildi.

Kirliliğin Kaynakları ve Çözüm Önerileri

Bilim Kurulu, Düden Çayı'ndaki kirlenmenin ana kaynakları arasında;

  • Traverten plato üzerindeki sanayi tesisleri
  • Tarım alanları
  • Geri dönüşüm işletmeleri
  • Vahşi çöp döküm alanları
  • Kanalizasyona bağlı olmayan yerleşimler

olduğunu açıkladı. Yeraltı suyu ile doğrudan bağlantılı düdenlere atılan evsel atıklar, sanayi atıkları ve tarımsal kirliliğin, çayın ekosistemi için ciddi tehdit oluşturduğu belirtildi.

Çözüm önerileri ise aşamalandırıldı:

  • Acil önlemler (0-1 ay): Düden sahalarındaki vahşi atıkların kaldırılması ve tekrarının önlenmesi.
  • Kısa vadeli önlemler (0-6 ay): Kurumlar arası koordinasyonun sağlanması, kirletici kaynaklara ilişkin veri tabanı oluşturulması ve izleme noktalarının belirlenmesi.
  • Orta vadeli önlemler (6 ay - 1 yıl): Pasif örnekleyicilerle izleme çalışmalarının düzenli şekilde yürütülmesi ve çevrim içi izleme ağı kurulması.
  • Uzun vadeli önlemler (1 yıl ve sonrası): Antalya Havzası genelinde sürdürülebilir kurumlar arası iş birliği ağının oluşturulması ve hurdacılık ile geri dönüşüm sektörleri için çevresel etkilerin kontrol altına alınabileceği faaliyet bölgelerinin tanımlanması.

Gelecek Nesiller İçin Su Güvenliği

Prof. Dr. Bülent Topkaya, Antalya'nın traverten platosu üzerindeki su kaynaklarının korunabilmesi için iklim değişikliğinin ve artan nüfusun oluşturacağı baskıların dikkate alınarak bütüncül bir havza yönetimi stratejisinin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Belirlenen önlemlerin aşamalı şekilde uygulanmasıyla hem Düden Çayı'nın hem de Antalya'nın su güvenliğinin gelecekte korunabileceğini ifade etti.

Antalya'nın geleceği için hayati önem taşıyan bu toplantıda alınan kararlar ve yapılacak çalışmalar, bölgenin su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir çevre için atılan önemli adımlar olarak değerlendiriliyor. Umarız ki, bu adımlar sayesinde gelecek nesiller de temiz ve güvenli suya erişim imkanına sahip olabilir.

İlgili Haberler