
Antalya Alarm Veriyor! Oteller Su Kaynağını Tüketiyor Mu?
Antalya'da iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da hissedilirken, su kaynakları üzerindeki baskı giderek artıyor. Özellikle turizm sektöründe yaşanan aşırı su tüketimi, uzmanları endişelendiriyor. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Doç. Dr. Ethem Karadirek, 5 yıldızlı otellerde yatak başına günlük bin litrenin üzerinde su tüketildiğini belirterek, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyor.
Antalya'da Su Alarmı: Oteller Ne Kadar Su Tüketiyor?
Antalya'da son yıllarda artan sıcaklıklar ve değişen yağış rejimi, iklim krizinin etkilerini gözler önüne seriyor. Bölgedeki su kaynakları üzerinde ciddi bir baskı oluşurken, özellikle tarım ve turizm sektöründeki su tüketimi dikkat çekiyor. Doç. Dr. Ethem Karadirek, Antalya'nın su kaynaklarının ağırlıklı olarak yer altı suyuna dayalı olduğunu belirterek, "İklim değişikliği ile birlikte yağış rejimi değişti. Yer altı suyu seviyelerinde ciddi bir çekilme görüyoruz. Özellikle yaz sezonunda, yağışların azalmasıyla birlikte bu durum kuraklık olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
Karadirek, kış ve ilkbahar aylarında düşmesi beklenen yağışların artık yeterince toprakta kalmadığını, sel rejiminde gerçekleşen yağışların ise yer altı suyunu besleyemediğini ifade etti. Antalya'da kullanılan suyun yüzde 70'ten fazlasının tarımsal sulamada tüketildiğini belirten Karadirek, halen açık kanal sulama sistemlerinin yaygın olduğunu söyledi. Karadirek, "Devletin teşvikleriyle kapalı sistemlere geçiş başladı ancak yeterli değil. Vahşi sulama, buharlaşma ve sızıntılarla çok ciddi su kayıplarına yol açıyor. Bu kayıpları önlemek için kapalı boru sistemleri ve basınçlı sulama yöntemlerine geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.
Kaçak Kuyular Geleceği Tehdit Ediyor
Doç. Dr. Karadirek, Antalya'daki en büyük tehditlerden birinin de izinsiz açılan yer altı suyu kuyuları olduğunu vurguladı. "Bu kuyular, geleceğimize atılmış birer dinamit. Su kaynaklarını miras değil emanet olarak görmeliyiz. Bu kaynaklar sınırsız değil. Dolayısıyla bana kalanı iyileştirerek benden sonrakine bırakmam gerekiyor. İzinsiz kuyuların kullanımı; su kaynakları üzerinde, çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Son yıllarda kamu kurumları bu konuda çok büyük hassasiyete sahip. Ama halen biliyoruz ki, kaçak kuyularla su kaynakları üzerindeki baskı giderek artmakta."
- Kaçak kuyular su kaynaklarını tüketiyor.
- Aşırı su tüketimi kuraklığa davetiye çıkarıyor.
- Yanlış sulama yöntemleri su kaybına neden oluyor.
Çözüm Ne? Sürdürülebilir Su Yönetimi Şart!
Doç. Dr. Karadirek, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum kavramlarını ayırmak gerektiğini belirterek, "Mücadele küresel, uyum ise yerel bir sorumluluktur. Antalya olarak uyum sürecinde ciddi adımlar atmalıyız. Su verimliliği, alt yapı yönetimi, ürün deseninin suya göre yeniden belirlenmesi gibi konular ertelenemez" diye konuştu. Havzalarda hangi ürünün ekileceğinin, o bölgedeki su potansiyeline göre belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Karadirek, şöyle devam etti: "Suyun az olduğu bir bölgede pamuk ya da muz üretmeye çalışmak mantıklı değil. Bunlar yüksek su ihtiyacı olan ürünler. Eğer yağışla karşılanamayan su ihtiyacı mavi su dediğimiz yer altı ya da yüzey suyu ile karşılanmak zorunda kalıyorsa bu sistem sürdürülebilir değildir."
Antalya'nın su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması için acil önlemler alınması gerekiyor. Aksi takdirde, bölgeyi bekleyen kuraklık tehlikesi kaçınılmaz olabilir. Bu noktada, turizm sektörünün su tüketimi konusunda daha duyarlı olması, tarımda vahşi sulama yöntemlerinden vazgeçilmesi ve kaçak kuyularla mücadele edilmesi büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, su hayattır ve gelecek nesillere bırakacağımız en değerli mirastır.