
Antalya'da Arıcılar Yaylalara Göçtü! Kara Kovan Balı Sezonu Açıldı
Antalya'da bal üreticileri, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte arı kovanlarını yüksek rakımlı yaylalara taşıyarak kara kovan balı üretim sezonunu açtı. Akseki bölgesindeki yaylalar, arıların doğal ve zengin bitki örtüsünden beslenmesi için ideal bir ortam sunuyor. Üreticiler, bu yılki bal veriminden umutlu.
Antalya'da Arıcılık Geleneği Yaylalarda Canlanıyor
Akseki ve Manavgatlı bal üreticileri, sonbahar hasadının ardından kovanlarını Akseki'nin meşhur Çimi Yaylası, Göktepe, Alacabel, Bademli, Yarpuz yaylalarına taşımaya başladı. Bu yaylalar, zengin bitki çeşitliliği ve yüksek rakımları sayesinde arılar için ideal bir yaşam alanı sunuyor. Üreticiler, ağustos ayının sonlarında yapılacak hasatla elde edilecek balları piyasaya sunmayı hedefliyor.
İlkbahar mevsiminin yağışlı geçmesi, yaylalardaki bitki örtüsünün çeşitlenmesine olanak sağladı. Bu durum, üreticilerin bal veriminin son iki yıla göre daha iyi olacağı beklentisini artırıyor. Arıcılar, doğanın sunduğu bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek kaliteli ve lezzetli kara kovan balları üretmeyi amaçlıyor.
Kara Kovan Balı: Doğallığın ve Şifanın Kaynağı
Antalya'nın Akseki ilçesinde 50 yıldır arıcılık yapan üçüncü kuşak arıcı Ahmet Arıcı, dedesinden kalma 80 yıllık kara kovanlarını her yıl olduğu gibi Çimi Yaylası'na çıkardığını belirtiyor. Arıcı, kara kovan balının doğallığına ve kıymetine vurgu yaparak, "Kara kovan balı çok kıymetlidir. Doğaldır. Üretilen kara kovan balı için siparişler yaylaya çıkmadan önce alınıyor. Yıl boyunca ise en fazla 4 kilogram üretilebiliyor" diyor.
Arıcı, fenni arıcılığın yaygınlaşmasıyla birlikte kara kovan balı üretiminin azalmaya başladığına dikkat çekiyor. Atalarından kalan bu geleneği yaşatmaya çalıştığını belirten Arıcı, "Babam ve dedelerimiz hayatlarını arıcılık yaparak geçirdiler. Bizim çocukluğumuzda 200’den fazla kara kovanları vardı. Kara kovanlar bize atalarımızdan kalan bir yadigardır" şeklinde konuşuyor.
Çimi Yaylası'nın Zengin Bitki Çeşitliliği
Çimi Yaylası'nda yapılan araştırmalarda yaklaşık 2 bine yakın çiçek türü olduğu biliniyor. Bu zengin bitki örtüsü, üretilen balın kalitesini ve lezzetini doğrudan etkiliyor. Ahmet Arıcı, yaylanın doğal ve organik yapısına dikkat çekerek, "Burası yaklaşık 2 bin metre rakımlıdır. Buranın her tarafı doğaldır. Burada ekili alan yoktur. En yakın ekili alan 17 kilometre Akseki bölgesindedir. Her yerde doğal organik bal satılıyor ama burada ekim dikim yapılan bir yer olmadığından tamamen her şey doğal ve organiktir" ifadelerini kullanıyor.
Arıcı, kara kovan balının üretim sürecini şu sözlerle anlatıyor: "Top kovanın içinde hazne dediğimiz bölüm vardır. Önüne 7 tane petek koyuyoruz. O kışın kendisine kalıyor. Arı onu kışın yedikten sonra arı kendi doğal ürününü arkaya doğru yapmaya çalışır. Yalnız belirli bir zamana kadar içinde yavru yapar. O yavrunun içinde kabuk bırakıyor. Sır dediğimiz olay odur. Esas orijinal olan bu baldır. Yılda 2 veya 3 kilogram, en fazla 4 kilogram kadar bal oluyor. Gerçek bal dediğimiz budur. Şifadır. Bunların dışını özel çamurla sıvarız. Bakımı oldukça zordur. Her şey doğaldır. İçindeki petekler her şey doğadan gelen ürünlerle yapılmıştır."
Arıcı, Çimi Yaylası’nda üretilen balın özelliğinin şalba otu, sütleğen ve geven bitkisinin birleşiminden kaynaklandığını belirtiyor.
Arıcılığın Zorlukları ve Geleceği
75 yaşındaki Hasan Arıcı, arıcılığın dedelerinden kalma bir meslek olduğunu ve üçüncü kuşak arıcı olduğunu söylüyor. Geçmiş yıllara göre bu yılki beklentilerinin daha yüksek olduğunu belirten Arıcı, "Son iki yıldır mevsimlerden dolayı bal alamadık. Arıcılığı çocukluk yıllarımda öğrendim. 20 kovan arım var. Elde ettiğim balın ihtiyacım kadar olanı alıp, fazlasını ise satıyorum" diyor.
Arıcı, Çimi Yaylası'nın balının hiçbir zaman pazara çıkmadığını ve siparişlerin kovandan çıkmadan alındığını vurguluyor. Yaylanın zengin bitki örtüsüne dikkat çeken Arıcı, "Çimi Yaylası’nda bitki örtüsü oldukça fazladır. Sütleğen, keven, şalba gibi çok önemli bitkiler var. Yüksek kesimlerde binlerce bitki türü var. Saha çok geniş" şeklinde konuşuyor.
Arıcılar, doğanın sunduğu bu eşsiz ortamda kaliteli ve doğal kara kovan balı üretimi yaparak hem geçimlerini sağlıyor hem de geleneklerini yaşatıyor. Ancak, iklim değişiklikleri, bitki örtüsünün azalması ve fenni arıcılığın yaygınlaşması gibi faktörler, kara kovan balı üretimini tehdit ediyor. Bu nedenle, kara kovan balı üretiminin desteklenmesi ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşıyor.