Antalya'da dalış eğitmeni Hakan Erdön, Kaleiçi açıklarında 1941'de batan Fransız bandıralı 'Saint Didier' gemisinin maketini yaparak dikkatleri üzerine çekti. Erdön, bu çalışmasıyla gençlerin tarihlerini bilmesini ve su altı mirasının gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor.
Saint Didier Gemisi: Antalya'nın Su Altı Mirası
Hakan Erdön, 1989 yılında ilk kez daldığı 'Saint Didier' batığının hikayesini şöyle anlatıyor: "Gemi, 4 Temmuz 1941 tarihinde Kaleiçi Limanı'nın 500 metre açığında battı. 280 mürettebattan 275'i kurtarıldı, 5'i hayatını kaybetti. Bu olay, Antalya tarihine iz bırakan trajik bir anıdır." Erdön, geminin Fransa'dan yola çıkıp askeri mühimmat yüklediğini ve Kıbrıs'tan kalkan İngiliz savaş uçakları tarafından saldırıya uğradığını belirtiyor. Türkiye'nin 2. Dünya Savaşı'na taraf olmaması nedeniyle limana kabul edilmeyen gemi, saldırılar sonucu batmıştı. Gemi, 84 yıldır su altında bulunuyor ve Türkiye'nin su altı miraslarından biri haline geldi.
Maket Nasıl Yapıldı?
Erdön, batığın maketini hazırlamak için yıllarca dalışlar yaptığını ifade ediyor: "Modeli önce strafordan, doğadan topladığım çeşitli hafif malzemelerle oluşturdum. Akrilik boya, silikon tabancası, ip ve çeşitli doğa malzemeleri kullandım. İlk modelim 2 yılda tamamlandı. Çünkü sürekli dalış yaparak gözlemlerimi makete yansıttım." Bulanık suda net çekim yapmanın zorluğuna rağmen, Erdön, görüntülerden ve eski yayınlardan faydalanarak gerçeğe yakın bir maket ortaya çıkarmayı başardı. İkinci modelini ise daha kısa sürede, 2 ayda tamamladı.
Gelecek Nesillere Miras
Erdön, yaptığı maketleri Antalya'da sergilemek ve bir su altı müzesine bağışlamak istediğini belirtiyor. Amacı, Antalya'nın su altı tarihine ışık tutmak ve bu batığın sadece bir gemi değil, Antalya'nın savaş dışı kalmasına rağmen yaşadığı bir anı olduğunu vurgulamak. "Gençler tarihimizi bilsin, gelecek nesillere kalsın istiyorum" diyen Erdön, ilk modelini Antalya Konyaaltı Sualtı Sporları Kulübü ve Antalya Yunus Sualtı Dalış Merkezi'ne bağışladı. Bu maket, yerli ve yabancı turistlere dalış hakkında bilgilendirme yapılması amacıyla kullanılacak.
Hakan Erdön'ün bu anlamlı çalışması, Antalya'nın su altı zenginliklerine dikkat çekiyor ve tarihin korunması adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu tür çalışmalar, gelecek nesillerin geçmişlerini daha iyi anlamalarına ve değerlerine sahip çıkmalarına yardımcı olacaktır.
