Antalya'nın Akseki ve İbradı ilçelerinin yaylalarında 40 yılı aşkın süredir göçer çobanlık yapan Zeliha ve Zübeyir Eren çiftinin hayatı, yönetmen Nurhayat Varol'un "Sonrasız Göç" adlı belgeseliyle beyaz perdeye taşındı. İbradı'da yapılan özel gösterimde, Eren çiftinin zorlu yaşam mücadelesi ve keçi yetiştiriciliğinin geleceği üzerine önemli mesajlar verildi.
"Sonrasız Göç": Bir Yaşam Tarzının Sonuna Tanıklık
Türkiye'de giderek azalmakta olan, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'ne giren konar göçer hayvan yetiştiriciliğinin son temsilcilerinden olan Eren çiftinin hikayesi, izleyenleri derinden etkiliyor. Yılda üç kez Antalya'nın Akseki ve İbradı yaylaları arasında göç eden Zeliha ve Zübeyir Eren çiftinin yaşamı, belgesel aracılığıyla gelecek nesillere aktarılmak isteniyor.
Yönetmen Nurhayat Varol, gösterim sonrası yaptığı açıklamada, keçi üreticilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, keçi üretiminin devamlılığı için devletin destekleyici politikalar üretmesi gerektiğini vurguladı. Varol, beş çocuğunun da şehre göç ettiğini ve Eren çiftinin de mesleği bırakmaya hazırlandığını belirterek, "Sonrasız Göç filmi ile Antalya kırsalında yakında sona erecek bir doğal yaşam ve üretim kültürüne tanıklık etmek istedim" dedi.
"Sevsek de Artık Bırakmak Zorundayız"
45 yıldır ata mesleği keçi çobanlığı yapan Zübeyir Eren, gençken dağda yaşamanın hoşlarına gittiğini ancak yaşlarının ilerlemesi ve sağlık sorunları nedeniyle artık bu işi sürdürmekte zorlandıklarını ifade etti. Eren, "Çobanlık para için yapılacak bir iş değil. Yaptığımız masrafı bile zorlukla geri alabiliyoruz. Önceki yıllarda 900 keçilik sürümüz olurdu. Şimdi 200 keçimiz var. Yakında onları da satacağız. Bu işi ne kadar sevsek de artık bırakmak zorundayız. Çünkü çocuklardan arkamızdan gelen yok" şeklinde konuştu.
Belgeseli izlerken gözyaşlarını tutamayan Eren çiftinin çocuklarından Ayşe Eren Erdoğan ise, anne ve babasının filmde anlatılan hayatı yaşadığını ancak kendilerinin çocukluklarını yaşayamadıklarını dile getirdi. Erdoğan, "Annem ile babam filmde anlatılan bu hayatı yaşadı ama biz çocukluğumuzu yaşayamadık. Çünkü onlardan uzakta büyüdük. Anne, baba özlemi içindeydik. Keçileri bizden daha fazla sevdiklerini düşünürdük. Bu nedenle çocuk aklımla köyde yaşlı birinin ölmesi için dua ederdim. Çünkü babam ancak bir cenaze olunca taziye için köye gelebiliyordu" dedi.
Keçi Yetiştiriciliğinin Geleceği Tehlikede mi?
Türkiye'de keçi yetiştiriciliğinin karşı karşıya olduğu sorunlar ve göçer yaşamın zorlukları, "Sonrasız Göç" belgeseliyle bir kez daha gündeme geldi. Belgesel, sadece Eren çiftinin değil, aynı zamanda bu yaşam tarzını sürdüren diğer ailelerin de yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Keçi yetiştiriciliğinin desteklenmemesi ve genç nesillerin şehirlere göç etmesi, bu kadim mesleğin geleceği hakkında endişe yaratıyor. Belgesel, bu konuda farkındalık yaratmayı ve yetkililerin çözüm üretmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Belgeselin önümüzdeki aylarda Antalya, Isparta ve Konya'da da gösterimleri yapılacak. "Sonrasız Göç", Türkiye'nin kültürel mirasının önemli bir parçası olan göçer yaşamın ve keçi yetiştiriciliğinin geleceği hakkında önemli bir tartışma başlatmayı hedefliyor.