Parkinson hastalığı, genellikle ileri yaşlarda görülen bir rahatsızlık olarak bilinse de, uzmanlar genç yaşlarda da ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor. Hastalığın sadece titreme ile ilişkilendirilmesinin yanlış olduğuna dikkat çeken nöroloji uzmanları, erken teşhisin önemini vurguluyor. Peki, Parkinson hastalığı genç yaşlarda nasıl belirti verir ve nelere dikkat etmek gerekir?
Parkinson Hastalığı: Sadece Titreme mi?
Nöroloji Uzmanı Dr. Makbule Deniz Borucu, Parkinson hastalığının toplumda yaygın olarak bilinenin aksine, sadece titreme ile kendini göstermediğini belirtiyor. Borucu, "Parkinson hastalığı toplumda çoğu zaman yalnızca titreme ile ilişkilendirilse de çok daha ‘sinsi ve sessiz’ başlayabilir" diyor ve ekliyor: "Harekette yavaşlama, yüz mimiklerinde azalma, küçük adımlarla yürüme ve koku alma duyusunun azalması gibi belirtilerle de başlayabilir."
Bu belirtiler, genellikle yaşlılıkla ilişkilendirildiği için erken evrede gözden kaçabiliyor. Ancak, erken teşhisin hastalığın seyrini önemli ölçüde değiştirebileceği unutulmamalıdır.
Genç Yaşta Parkinson Belirtileri Neler?
Parkinson hastalığının genç yaşlarda da görülebileceğine dikkat çeken Dr. Borucu, bu durumun genellikle göz ardı edildiğini ifade ediyor. Gençlerde görülen Parkinson belirtileri şunlar olabilir:
- Harekette yavaşlama
- Yüz mimiklerinde azalma
- Küçük adımlarla yürüme
- Koku alma duyusunda azalma
- Depresyon ve anksiyete
- Uyku bozuklukları
Bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşayan gençlerin, vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurması önemlidir. Erken teşhis, tedavi sürecinin başarısını artırır ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatır.
Tedavi ve Yaşam Kalitesi
Parkinson hastalığının tamamen iyileştirilmesi mümkün olmasa da, erken dönemde başlanan tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleri sayesinde hastalığın seyri yavaşlatılabilir ve kişinin yaşam kalitesi korunabilir. Dr. Borucu, tedavi sürecinin başarısının tanı konulan evreyle doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayarak, "Hastalığın tamamen iyileştirilmesi mümkün olmasa da erken dönemde başlanan tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleri sayesinde hastalığın seyri yavaşlatılabiliyor ve kişinin yaşam kalitesi korunabiliyor" diyor.
Tedavi sürecinde sadece ilaçlar değil, aynı zamanda fizik tedavi, konuşma terapisi ve psikolojik destek de önemlidir. Ayrıca, hastaların sosyal çevrelerinden uzaklaşmaması ve aktif bir yaşam sürdürmesi de tedaviye olumlu katkı sağlar.
Parkinson hastalığı, sadece fiziksel etkilerle sınırlı kalmayıp, hastaların sosyal ve psikolojik durumunu da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hasta yakınlarının desteği, tedavinin önemli bir parçasıdır. Unutmayın, erken teşhis ve doğru tedavi ile Parkinson hastalığı ile başa çıkmak mümkündür.