ABD'de Filistin'e destek gösterileri sırasında gözaltına alınan doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Bu karar, hem Türkiye'de hem de ABD'de yankı uyandırdı. Peki, bu süreçte neler yaşandı ve bundan sonra ne olacak?
Rümeysa Öztürk'ün Serbest Bırakılma Süreci
Vermont Federal Bölge Yargıcı William K. Sessions, yaklaşık 3 saat süren duruşmanın ardından Rümeysa Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılmasına hükmetti. Yargıç Sessions, Tufts Üniversitesinde ‘Fullbright’ burslusu olarak doktora yapan Öztürk'ün gözaltına alınmasını gerektirecek somut bir kanıt sunulmadığını belirtti. Savcıların sunduğu tek kanıt, okulun internet sayfasında yazdığı bir yazıydı.
Duruşmada, Öztürk'ün doktora danışmanı dahil olmak üzere lehine konuşan dört tanık dinlendi. Ayrıca, Öztürk’ün astım hastalığı da serbest bırakılması yönünde ek bir gerekçe olarak sunuldu. Yargıcın kararı, Öztürk'ün akademik kariyerinin parlak döneminde olduğunu ve bu nedenle kendisinden eyalet dışı programlara katılması ve dersler vermesinin beklendiğini vurguladı.
Beyaz Saray'dan İlk Açıklama
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, konuyla ilgili bir basın toplantısında soruları yanıtlarken, kararın yeni açıklandığını belirtti ve “Bu konuyu İç Güvenlik Bakanlığı ile görüşmem gerekecek. Ancak genel olarak, alt düzey mahkeme yargıçlarının ABD’nin dış politikasına yön vermemesi gerektiği yönündeki duruşumuz oldukça net” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, kararın Beyaz Saray tarafından nasıl değerlendirildiğine dair ilk işaretleri veriyor. Ancak, kararın hukuki süreçler üzerindeki etkisi henüz net değil.
Filistin'e Destek Eylemlerinin Önemi
Filistin'e destek eylemleri, dünya genelinde giderek artan bir ilgiyle takip ediliyor. Bu eylemler, Filistin halkının yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve uluslararası kamuoyunun desteğini sağlamak amacıyla düzenleniyor. Rümeysa Öztürk'ün serbest bırakılması, bu eylemlere katılanların moralini yükseltirken, aynı zamanda ifade özgürlüğünün önemini bir kez daha vurguluyor.
Rümeysa Öztürk'ün serbest bırakılması, Filistin'e destek verenler için önemli bir kazanım olarak değerlendirilebilir. Ancak, sürecin henüz tamamlanmadığı ve hukuki adımların devam edebileceği unutulmamalıdır. Bu olay, ifade özgürlüğünün ve insan haklarının korunması adına önemli bir örnek teşkil ediyor.