Akdeniz Üniversitesi eski rektör yardımcısı ve Hukuk Fakültesi eski dekanı Mehmet Altunkaya'nın profesörlük kadrosu, sahte belge ve intihal iddiaları üzerine yürütülen inceleme sonucunda iptal edildi. Bu karar, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından da onaylanarak kesinleşti. Bu gelişme, akademik camiada büyük yankı uyandırdı.

İddiaların Odağındaki İsim: Mehmet Altunkaya

Mehmet Altunkaya, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 2015-2023 yılları arasında dekan olarak görev yapmış ve aynı zamanda üniversitenin rektör yardımcılığı görevini de yürütmüştü. Hakkında ortaya atılan sahte belge düzenlediği ve akademik unvanları şartları sağlamadan aldığı iddiaları üzerine üniversite yönetimi tarafından soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturma sonucunda hazırlanan raporlar, iddiaların ciddiyetini ortaya koymuştu.

Soruşturma sürecinde oluşturulan bilirkişi heyeti, iddiaları detaylı bir şekilde inceledi. İnceleme sonucunda, Altunkaya'nın profesörlük unvanını hak etmediği ve idareyi sahte belge ile yanılttığı yönündeki şikayetlerin doğru olduğu belirlendi. Bu tespitler üzerine Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu, Mehmet Altunkaya'nın profesörlük kadrosunun iptal edilerek, doçentlik kadrosuna düşürülmesine karar verdi.

YÖK'ün Onayıyla Kesinleşen Karar

Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun aldığı bu karar, onay için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na gönderildi. YÖK Yürütme Kurulu tarafından yapılan toplantıda, profesörlük kadrosuna atanma işleminin geri alınması kararı uygun bulundu. YÖK'ten çıkan kararda ayrıca, Altunkaya'nın doçent olarak atanmasına yönelik Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu teklifinin de uygun görüldüğü bildirildi. Bu kararla birlikte, Mehmet Altunkaya'nın profesörlük unvanı resmen iptal edilmiş oldu.

Bu süreçte, Mehmet Altunkaya'nın savunmaları ve açıklamaları da dikkate alındı. Ancak, bilirkişi raporları ve üniversite yönetiminin kararlılığı, YÖK'ün de aynı doğrultuda karar almasına neden oldu. YÖK'ün bu kararı, akademik etik ve dürüstlüğün korunması adına önemli bir mesaj niteliği taşıyor.

• Soruşturma, sahte belge ve intihal iddialarını içeriyordu.
• Bilirkişi raporu, iddiaların doğru olduğunu ortaya koydu.
• YÖK, üniversite yönetiminin kararını onayladı.

Bu olay, Türkiye'deki yükseköğretim sisteminde etik değerlerin korunması ve akademik dürüstlüğün sağlanması adına önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. YÖK'ün bu kararı, diğer üniversiteler ve akademisyenler için de emsal teşkil edebilir. Akademik unvanların hak edilmesi ve liyakatın ön planda tutulması, yükseköğretimin kalitesinin artırılması için hayati öneme sahip.