İstanbul Kadıköy'de yaşanan ve 15 yaşındaki Ahmet Mattia Minguzzi'nin ölümüyle sonuçlanan olay, çocukların yargılanma biçimi konusunu yeniden gündeme getirdi. Girne Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan, bu konudaki tartışmaları ve olası sonuçları değerlendirdi.
Çocukları Yetişkin Gibi Yargılamak Çözüm Mü?
Ahmet Mattia Minguzzi cinayeti davasında, kamuoyunda suça itilmiş çocukların yetişkinler gibi yargılanması yönünde bir talep oluştu. Doç. Dr. Atılgan, bu talebin aslında daha derin sorunları maskelediğini ve manipülasyon içerdiğini belirtiyor. Atılgan'a göre, ceza ehliyeti yaşının değiştirilmesi, sadece Ahmet'in faillerini değil, genel olarak çocukları etkileyecek bir durum yaratacaktır.
Atılgan, çocukların yetişkinlerin küçük birer kopyası olmadığını vurgulayarak, yetişkinler için geçerli olan yasaların çocuklara uygulanamayacağını ifade ediyor. Bu tür bir yaklaşımın, çocukların gelişim süreçlerini olumsuz etkileyeceğini ve çocukluğun yitimi anlamına geleceğini savunuyor.
Atılgan'ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise, ceza ehliyeti yaşının düşürülmesinin, vahşi kapitalizm ve çocukların ekonomik sömürüsünü artıracağıdır. Çocukların iş gücü olarak sömürülmesi, çocuk işçiliği gibi sorunları daha da derinleştirecektir. Yetişkinlerle aynı yasa ve uygulamaların çocuklara uygulanması, onların çocukluklarını tamamen kaybetmelerine neden olacaktır.
Çocukların Güvende Olması İçin Neler Yapılmalı?
Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan, Türkiye'deki çocuk adalet sisteminde önemli eksiklikler olduğunu belirtiyor. Ülkede yıllardır bir çocuk koruma strateji planının olmaması, çocukların haklarının ihlal edilmesine ve yeterli önlemlerin alınmamasına yol açıyor. Atılgan, çocukların korunması için acilen çocuk güvende tutma sisteminin kurulması gerektiğini vurguluyor.
Atılgan'a göre, çocuk adalet sisteminde yeterli sayıda psikolog ve sosyal çalışmacı istihdam edilmeli, çocuk savcılığı birimi yasal düzenlemelere uygun olarak hayata geçirilmelidir. Çocuk savcılığı, suç öncesi faaliyetler yürüten bir birim olarak işlev görmeli ve risk altındaki çocuklara destek sağlamalıdır.
- Çocuk koruma strateji planı oluşturulmalı
- Çocuk adalet sisteminde uzman personel sayısı artırılmalı
- Çocuk savcılığı birimi etkinleştirilmeli
- Çocukların yüksek yararı gözetilmeli
Atılgan ayrıca, uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinin ve çocukların korunmasına yönelik hukuki çerçevelerin zayıflatılmasına karşı uyarıda bulunuyor. Bu tür manipülasyonların, çocukların haklarını zayıflatabileceğini ve tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor.
“Şayet reşit olmayanların işlediği tecavüz ve cinayet davalarında cezaların ağırlaştırılması talebine Amerika örnek veriliyor Orada durum nedir diye sorarsan, çocukların işlediği öldürme ve cinsel suçlarda daha ağır cezalar suç oranının düşmesini sağlamamakta. Veriler, istatistikler ağırlaştırılan cezaların değil geliştirilen koruma destekleme mekanizmalarının ve sosyal politikaların suç oranını düşürdüğünü ortaya koyuyor. Örneğin İngiltere'de bu yol izlendi ve başarılı bir örnek Amerika gibi cezaları ağır, ceza ehliyeti yaşı düşürülmüş ülkeler çocuk suçluluğuyla mücadelede başarısız örnekler.”
Ümit Atılgan, yapılan bu yanlış manipülasyonların ve yasaların yanlış uygulanmasının, ülkenin çocuklarını kaybetme noktasına getirebileceğini belirtiyor. Çocukların haklarını, güvenliklerini ve gelişimlerini en iyi şekilde sağlamak, tüm toplumun sorumluluğundadır. Aksi takdirde, sadece çocukları değil, tüm toplumu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız. Ahmet Mattia Minguzzi davası 8 Mayıs'a ertelendi.