Avrupa Birliği'nde (AB) kadına yönelik şiddetin boyutları ürkütücü seviyede. Eurostat, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA) ve Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE) tarafından hazırlanan son rapor, AB'de her üç kadından birinin fiziksel, cinsel şiddet veya tehditle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Bu vahim tablo karşısında AB, kadına yönelik şiddetle mücadelede yeni adımlar atıyor.

AB'den Kadına Şiddete Karşı Yeni Direktif

AB, geçen yıl kadına yönelik şiddetle mücadeleyle ilgili ilk direktifini kabul etti. Bu yeni düzenleme, kadınlara ve ev içi şiddete karşı korumayı güçlendirirken, siber şiddet, rıza temelli cinsel ilişki tanımı ve tecavüz gibi şiddet türlerini net bir şekilde tanımlıyor. Ayrıca, tüm üye ülkelerde ortak tedbirlerin getirilmesi hedefleniyor. Direktif kapsamında zorla evlilik ve kadın sünneti gibi uygulamalar suç olarak tanımlanırken, bu eylemler için 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Üye ülkeler, bu hükümleri 3 yıl içinde kendi ulusal hukuklarına uyarlamakla yükümlü olacak.

AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, "Avrupa'daki her üç kadından biri, cinsiyete dayalı şiddete maruz kalmış, yaşamları boyunca şiddet uygulayan en az bir partneri olmuş, iş yerinde cinsel tacize uğramış." ifadelerine yer verildi. Bu durumun vahametine dikkat çekilirken, AB'nin kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırma taahhüdü yinelendi.

Şiddet Mağdurlarının Yüzde Kaçı Yardım Alıyor?

FRA, EIGE ve Eurostat tarafından yayımlanan araştırmaya göre, AB genelinde her üç kadından biri (yüzde 30,7) hayatında en az bir kez fiziksel şiddet, tehdit veya cinsel şiddete maruz kalmış durumda. Ne yazık ki, bu kadınların yalnızca yüzde 20,5'i sağlık veya sosyal hizmetlerden, yüzde 13,9'u ise polisten yardım alıyor. Bu durum, şiddet mağdurlarının büyük bir kısmının yalnız bırakıldığını ve destek mekanizmalarına erişimde sorun yaşadığını gösteriyor.

Yeni Direktifin Hedefleri Neler?

• Kadına yönelik şiddeti AB genelinde 'ciddi bir suç' olarak tanımlamak
• Sınır ötesi takibin de güçlendirildiği daha bütüncül bir koruma sistemi oluşturmak
• Siber şiddet, rıza temelli cinsel ilişki tanımı ve tecavüz gibi şiddet türlerini net bir şekilde tanımlamak
• Zorla evlilik ve kadın sünneti gibi uygulamaları suç olarak tanımlamak
• Üye ülkelerde ortak tedbirler almak

Kadına yönelik şiddet, sadece fiziksel değil, psikolojik, ekonomik ve sosyal boyutları da olan karmaşık bir sorundur. Bu nedenle, mücadele sadece yasal düzenlemelerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratma, eğitim ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gibi alanlarda da yoğunlaşmalıdır. AB'nin yeni direktifi, bu yönde atılmış önemli bir adım olsa da, şiddetin kök nedenleriyle mücadele etmek ve mağdurlara etkin destek sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.