Bartın'ın şirin ilçesi Amasra, Ramazan Bayramı tatilinde adeta bir insan seline uğradı. Normalde 6 bin 600 civarında olan nüfusu, bayram tatili boyunca 130 bin kişiye ulaştı. Özellikle günübirlik ziyaretçilerle birlikte bu rakamın daha da arttığı belirtiliyor. Peki, bu yoğunluğun sebebi neydi ve Amasra'da neler yaşandı?

Amasra'ya Ziyaretçi Akını

Amasra Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Hüseyin Boran, bayram tatilinin oldukça verimli geçtiğini ifade ederek, "Şirin ilçemize 33 bin araç girişi oldu. Otel ve pansiyonlarımızın tamamı doldu" dedi. Bu durum, Amasra'nın turizm potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.

Amasra'nın bu kadar ilgi görmesinin ardında yatan birçok sebep var:

• UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alması: Amasra Kalesi gibi tarihi yapıları bünyesinde barındırması.
• Batı Karadeniz'in incisi olması: Doğal güzellikleri ve bakir koylarıyla dikkat çekmesi.
• 5 bin yatak kapasiteli otellerin bulunması: Konaklama imkanlarının yeterli olması.
• Balık ağırlıklı mutfak kültürü: Lezzetli yemekleriyle ziyaretçileri cezbetmesi.

Amasra'nın Cazibesi

Amasra, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel zenginlikleriyle de ön plana çıkıyor. Amasra Müzesi, Amasra Kalesi, Roma Köprüsü gibi önemli tarihi mekanları ziyaret edebilir, yöresel el sanatları ürünlerini satın alabilirsiniz. Ayrıca, tekne turlarına katılarak denizin ve güneşin tadını çıkarabilir, birbirinden güzel koylarda yüzebilirsiniz.

Amasra'da tadabileceğiniz lezzetler de saymakla bitmiyor. Özellikle taze deniz ürünleriyle hazırlanan yemekler, damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor. Balık restoranlarında yöreye özgü mezeleri deneyebilir, Amasra'nın meşhur salatasının tadına bakabilirsiniz.

Bayram Tatilinin Amasra'ya Etkisi

Ramazan Bayramı tatili, Amasra ekonomisi için de büyük bir canlanma sağladı. Otel ve restoranların doluluk oranları arttı, esnafın yüzü güldü. Turizm gelirlerindeki artış, Amasra'nın kalkınmasına önemli katkı sağladı.

Amasra'nın bu başarısı, turizm sektöründe sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha vurguluyor. Doğal ve kültürel değerlerin korunarak turizme kazandırılması, hem bölge ekonomisine katkı sağlıyor hem de gelecek nesillere eşsiz bir miras bırakıyor.