Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte vatandaşın borç yükü katlanarak artıyor. Açıklanan son veriler, bireysel kredi ve kredi kartı borçlarından dolayı yasal takibe düşen kişi sayısında ve borç miktarında %44'lük bir rekor artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, vatandaşın bankalara olan bağımlılığının ve ekonomik kırılganlığının ne denli arttığını gözler önüne seriyor.

Borçlar Katlanıyor, Vatandaş Çaresiz

Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) açıkladığı verilere göre, bireysel kredi ve kredi kartı borçları nedeniyle yasal takibe intikal eden kişi sayısı ve borç tutarı, son bir yılda ciddi oranda yükseldi. Bu artış, özellikle dar gelirli vatandaşların ekonomik zorluklarla başa çıkmakta yetersiz kaldığını ve borç sarmalına sürüklendiğini gösteriyor. Vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılamak, faturalarını ödemek ve geçimlerini sürdürmek için bankaların kredi ve kredi kartlarına başvurmak zorunda kalıyor.

Borçlanmanın artmasının temel nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

• Enflasyonun yükselmesi: Enflasyonun artmasıyla birlikte alım gücü düşen vatandaşlar, ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla borçlanmak zorunda kalıyor.
• Gelir eşitsizliği: Gelir dağılımındaki adaletsizlik, dar gelirli vatandaşların ekonomik zorluklarla daha fazla mücadele etmesine neden oluyor.
• İşsizlik: İşsizlik oranının yüksek olması, birçok vatandaşın düzenli bir gelire sahip olamamasına ve borçlanmaya yönelmesine yol açıyor.
• Kredi kartı kullanımının yaygınlaşması: Kredi kartı kullanımının kolaylığı, vatandaşların bütçelerini aşarak harcama yapmalarına ve borçlanmalarına neden olabiliyor.

Ekonomistler Ne Diyor?

Ekonomistler, borçlardaki bu artışın sürdürülebilir olmadığını ve ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirtiyor. Borç batağına saplanan vatandaşların sayısının artması, tüketim harcamalarının azalmasına ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Ayrıca, bankaların takipteki alacaklarının artması, finans sektöründe istikrarsızlığa yol açabilir.

Ekonomistlerin çözüm önerileri arasında şunlar yer alıyor:

• Enflasyonla mücadele: Enflasyonun düşürülmesi, vatandaşların alım gücünü artıracak ve borçlanma ihtiyacını azaltacaktır.
• Gelir eşitsizliğinin azaltılması: Gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, dar gelirli vatandaşların ekonomik durumunu iyileştirecektir.
• İşsizlikle mücadele: İşsizlik oranının düşürülmesi, vatandaşların düzenli bir gelire sahip olmasını sağlayacak ve borçlanma ihtiyacını azaltacaktır.
• Kredi kartı kullanımının düzenlenmesi: Kredi kartı kullanımının daha bilinçli ve kontrollü hale getirilmesi, vatandaşların bütçelerini aşarak harcama yapmalarını engelleyecektir.

Vatandaş Ne Yapmalı?

Borç batağına saplanan vatandaşların öncelikle bir bütçe planı yapmaları ve gelir gider dengelerini kontrol altına almaları gerekiyor. Gereksiz harcamalardan kaçınmak, borçları yapılandırmak ve mümkünse ek gelir kaynakları yaratmak, borç yükünü hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, finansal konularda uzmanlardan destek almak ve bilinçli kararlar vermek de önemlidir.

Sonuç olarak, vatandaşın borç yükündeki bu rekor artış, ekonomik krizin derinleştiğinin ve sosyal adaletsizliğin arttığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumun çözümü için hükümetin ve ilgili kurumların acil önlemler alması ve vatandaşların ekonomik refahını artırmaya yönelik politikalar uygulaması gerekiyor. Aksi takdirde, borç batağına saplanan vatandaşların sayısı daha da artacak ve ekonomik istikrar daha da tehlikeye girecektir.