
Cevahir AVM Önünde Gözaltı Şoku! Öğrenciler Hakim Karşısında
27 Mart'ta İstanbul Şişli'deki Cevahir Alışveriş Merkezi (AVM) önünde toplanan ve Maçka Parkı'na yürüyüş yapmak isteyen öğrencilerin yaşadığı gözaltı olayının yankıları sürüyor. Gözaltına alınan 120 öğrencinin yargılanmasına devam edilirken, öğrenciler mahkemede yaşadıkları zorlu süreci detaylarıyla anlattılar. Duruşma sonucunda, savunmaları alınan öğrencilerin adli kontrolleri kaldırıldı. Ancak dava, 17 Kasım saat 09.30'a ertelendi.
Öğrencilerin Gözaltı Sürecindeki İddiaları
Mahkemede söz alan öğrenciler, gözaltı sürecinde yaşadıkları mağduriyetleri dile getirdiler. Öğrencilerden biri, "Ablukadan çıkmama izin verilmedi, saatlerce ters kelepçeyle bekletildim" şeklinde yaşadığı kötü muameleyi aktardı. Öğrencilerin bu ifadeleri, gözaltı sürecinin ne kadar zorlu geçtiğini gözler önüne serdi.
Öğrencilerin avukatları, müvekkillerinin yaşadığı bu olumsuzluklara dikkat çekerek, gözaltı sürecindeki orantısız güç kullanımını eleştirdiler. Avukatlar, öğrencilerin protesto haklarını kullanırken, orantısız bir şekilde muamele gördüklerini ve bu durumun kabul edilemez olduğunu savundular.
Davanın Ertelenmesi ve Beklentiler
Mahkeme heyeti, savunmaları alınan öğrencilerin adli kontrollerini kaldırsa da, davayı 17 Kasım'a erteledi. Bu karar, hem öğrenciler hem de avukatları arasında hayal kırıklığı yarattı. Öğrenciler, bir an önce adaletin yerini bulmasını ve haklarındaki suçlamaların düşürülmesini bekliyorlar.
Davanın ertelenmesiyle birlikte, öğrenciler ve destekçileri, 17 Kasım'daki duruşmaya odaklandılar. Öğrenciler, haklılıklarını savunmaya ve yaşadıkları mağduriyetleri kamuoyuna duyurmaya kararlı olduklarını belirttiler. Duruşma öncesinde çeşitli etkinlikler düzenleyerek, davaya dikkat çekmeyi planlıyorlar.
Sonuç olarak, Cevahir AVM önünde yaşanan gözaltı olayının ardından başlayan yargılama süreci, öğrencilerin yaşadığı mağduriyetleri ve adalet arayışlarını gözler önüne seriyor. Dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve öğrencilerin haklılıklarının ne ölçüde kabul göreceği merakla bekleniyor. Bu olay, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı gibi temel hakların ne kadar güvence altında olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor.