
Eşitlik mi, Adalet mi? Kavram Karmaşasına Son!
Son zamanlarda sol-sosyalist çevrelerde "eşitlik" kavramı sıkça tartışılıyor. Ancak bu kavramın içeriği ve farklı yorumları kafa karışıklığına yol açabiliyor. Bu yazıda, "eşitlik" kavramının farklı boyutlarını ve toplumdaki yansımalarını inceleyeceğiz.
Eşitlik mi, Eşitsizlik mi?
Toplum bilim çalışmalarında genellikle eşitsizlik ve sonuçları ele alınır. Eşitlik ise çoğu zaman tanımlanmaz veya eşitsizliklerin giderilmesi gereken bir hedef olarak sunulur. Bu yaklaşım, sınıfsız toplum dönemini göz ardı ettiği gibi, eşitsizliği sadece kapitalizme özgü bir sorun gibi gösterir. Oysa eşitsizlik, kapitalizmden önce de var olan bir olgudur.
Türk Dil Kurumu'na göre "eşit", yapı, değer, boyut ve nitelik bakımından aynı olan şeylerdir. Eşitlik ise yasalar önünde ayrım gözetilmemesi anlamına gelir. Ancak Bryan Turner, eşitliğin tek bir tanımı olmadığını, dört farklı türünün bulunduğunu belirtir:
- Varlıksal Eşitlik: İnsan olmaktan kaynaklanan, doğuştan sahip olunan eşitliktir.
- Fırsat Eşitliği: Herkese ticaret yapma, okuma, çalışma gibi hakların yasal olarak tanınmasıdır. Ancak bu hakların kullanılabilirliğiyle ilgilenilmez. Parası olan bu haklardan yararlanırken, olmayanlar emeğini satmak zorunda kalır.
- Şartlarda Eşitlik: Eğitim, sağlık gibi sosyal haklara erişimde eşitlik sağlanmasıdır. Ancak bu haklar genellikle asgari düzeyde tutulur ve daha fazlası için para ödenmesi gerekir.
- Sonuçlarda Eşitlik: Üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti ve denetimi ile ekonomik hakların varlığını içerir. Bu, sosyalizmde mümkün olabilir.
Engels'in Gözünden Eşitlik
Friedrich Engels, "Anti-Dühring" adlı eserinde eşitlik kavramını tarihsel süreç içinde ele alır ve dört farklı tipini tanımlar:
- Tam Eşitlik: İnsanların tüm farklılıklarından arınmış, sadece insan olmaları nedeniyle eşit oldukları durumdur. Engels, bu durumun gerçekçi olmadığını belirtir.
- Göreceli Eşitlik: Bir toplumun tüm üyelerinin eşit siyasal ve toplumsal değere sahip olma hakkıdır.
- Burjuva Eşitliği: Ekonomik ilişkilerdeki gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan, özgür emtia sahiplerinin eşit hukuk temelinde değişim yapabilmesini sağlayan koşullardır.
- Proleter Eşitlik: Ekonomik ve toplumsal eşitlik talebini içeren, sınıfların kaldırılması amacını güden eşitliktir.
Engels'in eşitlik gruplaması ile Turner'in gruplaması arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Ancak Engels, eşitliğin tarihsel süreçle ilişkisini kurarak içeriğin somutlaşmasına katkıda bulunur.
Sonuç
Özetle, tek bir "eşitlik" tanımı yoktur. Eşitlik, toplumdaki üretim ilişkileri tarafından belirlenen, farklı türleri olan bir kavramdır. Bu nedenle, "eşitlik" kavramını kullanırken hangi türden bahsettiğimizi belirtmek, doğru anlaşılmamızı sağlayacaktır.
Eşitlik kavramını kullanırken, yazıda bahsedilen sıfatlardan bir tanesiyle nitelenmelidir ki birbirimizi doğru anlayabilelim. Aksi takdirde, farklı eşitlik anlayışları üzerinden yürütülen tartışmalar sonuçsuz kalabilir ve kavram karmaşası devam edebilir.