İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Taymaz, son yaşanan depremlerin ardından İstanbul için kritik uyarılarda bulundu. 23 Nisan'daki sarsıntının Marmara Bölgesi'nde beklenen büyük depremle doğrudan bağlantılı olmadığını belirten Taymaz, yine de dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Peki, İstanbul'da en riskli bölgeler nereler? İşte detaylar...
İstanbul Depremi: Son Durum ve Riskler
Prof. Dr. Taymaz, 23 Nisan'da meydana gelen depremin 6,3 büyüklüğünde olduğunu ve Marmara Denizi'ndeki fay zonlarında daha önce kırılmamış bir parçayı etkilediğini söyledi. Bu depremin 10 kilometre derinlikte gerçekleştiğini ve yüzeye ulaşmadığını belirten Taymaz, yaklaşık 90 santimetrelik bir yer değiştirmeye sebep olduğunu ifade etti. Depremin etkisinin özellikle İstanbul'un zayıf zeminlerinde hissedildiğine dikkat çeken Taymaz, bu durumun birçok yerde çürük zeminler ve uygun olmayan üst yapılar olduğunu gösterdiğini vurguladı.
"Deprem, Büyükçekmece açıklarında 'Kumburgaz Sırtı' dediğimiz bir bölgeye kadar ilerledi. Ancak oradaki enerji yeterli olmadığı için o kısmı kıramadı. Şu an yaklaşık 10-15 kilometrelik bir kırılmamış parça duruyor. Bu bölge, tıpkı 26 Eylül 2019'daki gibi 5,8 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Ancak bu, Marmara'da beklenen büyük yıkıcı depremle aynı düzeyde bir tehdit oluşturmuyor." diyen Taymaz, yine de tedbirli olunması gerektiğini belirtti.
İstanbul'da En Riskli Bölgeler Nereler?
Prof. Dr. Taymaz, İstanbul'da meydana gelebilecek büyük bir depremde en fazla zararın görülebileceği bölgeleri şöyle sıraladı:
- Zayıf zeminler
- Nehir yatakları
- Deniz kenarları
- Taraçalar
- Alüvyon havzaları
- Plajlar
- Kumullar
- Çökelti adaları
- Bataklık alanlar
- Heyelan bölgeleri
- Fay hatlarına en yakın yerler
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Bakırköy ve Yeşilköy açıklarına yaklaşık 8-9 kilometre uzaklıkta olduğuna değinen Taymaz, bu bölgelerde yaşayanların daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Deprem Önlemleri ve Teknolojiler
Prof. Dr. Taymaz, günümüz inşaat mühendisliği, mimarlık ve yer bilimleri sayesinde deprem etkilerini azaltan sistemlerin geliştirildiğini anlattı. Sismik izolatörlerin bu teknolojilerden biri olduğunu ve deprem anında binanın daha güvenli hareket etmesini sağladığını ifade etti. Bu tür teknolojilerin artık daha ulaşılabilir hale geldiğine dikkati çeken Taymaz, özellikle kamu binaları, hastaneler, okullar, viyadükler, metrolar ve barajlarda yaygın kullanılan sistemlerin inşaat maliyetini en fazla yüzde 10-15 artırdığını vurguladı.
"Bizim de bir domates alırken gösterdiğimiz hassasiyeti ev ya da arsa alırken göstermemiz gerekiyor." diyen Taymaz, vatandaşların bilinçli olması ve güvenli yapılar tercih etmesi gerektiğini söyledi.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Tuncay Taymaz'ın açıklamaları İstanbul'da deprem riskinin her zaman var olduğunu ve tedbirli olunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Özellikle riskli bölgelerde yaşayanların binalarının dayanıklılığını kontrol ettirmesi, deprem çantası hazırlaması ve gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, deprem değil, dayanıksız yapılar öldürür.