
Metin Lokumcu Hopa'da Anıldı: Adalet Hala Bekleniyor!
Hopa'da, öğretmen Metin Lokumcu'nun hayatını kaybetmesinin 14. yılında düzenlenen anma yürüyüşü ve basın açıklamasıyla, adalet arayışı bir kez daha dile getirildi. Katılımcılar, Lokumcu'nun davasında ve Reşit Kibar'ın ölümünde adaletin sağlanmamasına tepki gösterdi. Anmada, "Hopa’dan Gezi’ye, Bu Dava Bizim" sloganı öne çıktı ve Gezi direnişine destek mesajları verildi.
Metin Lokumcu Anması: Adalet Çağrıları Yükseldi
Artvin Hopa'da, 31 Mayıs 2011 tarihinde HES projelerine ve çay tarımı politikalarına karşı yapılan basın açıklamasına polis müdahalesi sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu, ölümünün 14. yılında anıldı. Hopa Belediyesi önünden başlayan yürüyüş, Hopa Parkı'nda sona erdi. Yürüyüş boyunca "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" ve "Metin Lokumcu ölümsüzdür" sloganları atıldı.
Basın açıklamasını okuyan Zeliha Yıldırım, Lokumcu’nun hayatına son verilmesinin üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen hâlâ adaletin sağlanamadığını belirtti ve Reşit Kibar’ın davasında da adaletin geciktirildiğine dikkat çekti. Yıldırım, "Bu coğrafya bizim hem yurdumuz hem kaderimizdir. Ama şimdi, bu yurdu parçalayan bir el var. Betona, madene, ranta tapan doymak bilmez bir hırs var. Ve biz, bu hırsa karşı direnen, toprağına sarılan, ağacın dallarını kardeşi gibi görenleriz" dedi.
- "Çayda kota ve kontenjana son"
- "Suyumuzu sattırmayacağız"
Yıldırım, Metin Lokumcu'nun devletin copuyla, gazıyla, baskısıyla susturulmak istendiğini ancak sesinin dağlarda yankılandığını ve Gezi, Cerattepe, İkizdere gibi direnişlere ilham kaynağı olduğunu vurguladı. Ayrıca, Gezi tutuklularına özgürlük çağrısında bulundu ve "Gezi tutsak değildir. Gezi bir halktır, bir iradedir, bir onurdur" ifadelerini kullandı.
Gezi Direnişi ve Reşit Kibar'ın Anısı
Anmada, Gezi direnişine de vurgu yapıldı. Zeliha Yıldırım, Gezi'nin bir halkın doğasına, yaşamına, özgürlüğüne sahip çıkma çığlığı olduğunu ve bu iradeden korkanların hala Gezi yoldaşlarını tutsak ettiğini söyledi. Osman Kavala, Can Atalay, Mine Özerden ve Çiğdem Mater gibi isimlerin tutukluluğuna dikkat çekildi.
Ayrıca, 2024’te Cankurtaran’da ağaç kesimine karşı duran ve hayatını kaybeden Reşit Kibar da anıldı. Yıldırım, Kibar’ın doğası, suyu ve halkı için yaşamını ortaya koyduğunu ve tıpkı Metin Lokumcu gibi, deresi için, ağacı için, çocukların geleceği için can verdiğini belirtti. "Reşit Kibar doğa için yaşamını ortaya koydu" diyen Yıldırım, Kibar'ın katledilişinin yalnızca bir insanın değil, doğanın, vicdanın, yaşam hakkının hedef alınması olduğunu ifade etti.
Hopa halkı adına konuşan Kamil Ustabaş ise, "Hopa Meydanı’nda, o gün geleceğine, suyuna ve ülkesine sahip çıkanlara saldırdılar. Bir canımızı aldılar. Bugün de Reşit Kibar’ın canını alanlar, ormanına ve doğasına sahip çıkan bir insanı susturanlar, dün mahkeme salonunda katilleri yargılamak yerine, Reşit Kibar’a sahip çıkmak için oraya gidenlere hakaret etti" dedi. Ustabaş, geleceği savunmak için özgürlük ve barış mücadelesini sürdürdükleri sürece karanlığı yeneceklerini vurguladı.
Metin Lokumcu’nun mezarı başında konuşan Güneş Altunkaya ise, Kibar’ın ölümünü hatırlatarak, "Biliyoruz ki Metin Hocamız, bu memlekette doğasına, suyuna, deresine, ormanına sahip çıktığı için öldürüldü. Aynı şekilde, yıllar sonra, Reşit Kibar’ın da canı alındı" dedi. Altunkaya, doğalarına ve yaşam alanlarına sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti.
Hopa'da Metin Lokumcu'nun anılması, doğa ve yaşam savunucularının mücadelesinin ve adalet arayışının sembolü olmaya devam ediyor. Anmaya katılanlar, Lokumcu ve Kibar'ın mirasını yaşatma ve adalet taleplerini sürdürme kararlılığını dile getirdiler. Bu tür anmalar, toplumsal hafızayı canlı tutarak benzer olayların yaşanmaması için bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.