19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, bu yıl buruk bir sevinçle kutlanıyor. Zira, ülkenin dört bir yanında farklı sebeplerle protesto haklarını kullanan gençler, bayramı demir parmaklıklar ardında geçirmek zorunda kalıyor. Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protestolardan, Saraçhane'deki gösterilere kadar birçok olayda gözaltına alınan ve tutuklanan öğrenciler, kamuoyunun tepkisini çekiyor.

Gençlerin Suçu Ne?

Boğaziçi Üniversitesi'nde gerici söylemleriyle tanınan Nurettin Yıldız'ı protesto eden öğrencilerden 5'i hala tutuklu bulunuyor. Öğrencilerin bu protestosu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilirken, tutukluluk hallerinin devam etmesi eleştirilere neden oluyor. Öte yandan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası Saraçhane'de yasal protesto hakkını kullanan onlarca öğrenci de hala cezaevinde. Bu durum, gençlerin demokratik haklarını kullanmasının engellendiği yönünde yorumlara yol açıyor. Gençlerin tutuklanması, Atatürk'ün gençliğe armağan ettiği bayramın ruhuna aykırı bir durum olarak değerlendiriliyor.

Hukuki Süreç Nasıl İşliyor?

Tutuklu öğrencilerin avukatları, müvekkillerinin serbest bırakılması için hukuki mücadelelerini sürdürüyor. Ancak, mahkemelerin tutukluluk hallerinin devamına karar vermesi, kamuoyunda hayal kırıklığı yaratıyor. Avukatlar, öğrencilerin suçsuz olduğunu ve delillerin yetersiz olduğunu savunuyor. Ayrıca, tutuklamaların siyasi bir karar olduğu yönünde iddialar da dile getiriliyor. Hukuki süreçlerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, kamuoyunun beklentisi olarak öne çıkıyor.

Gençlerin Sesine Kulak Verilmeli

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda, gençlerin sorunlarına ve taleplerine kulak vermek büyük önem taşıyor. Tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için gerekli adımların atılması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, Atatürk'ün emaneti olan gençlik, ülkenin geleceğidir. Onların sesine kulak vermek, Türkiye'nin geleceğine yatırım yapmak anlamına gelir.

• Gençlerin protesto hakkı engellenmemeli.
• Hukuki süreçler adil ve şeffaf yürütülmeli.
• İfade özgürlüğü güvence altına alınmalı.
• Gençlerin sorunlarına çözüm bulunmalı.

19 Mayıs'ta yaşanan bu olaylar, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve gençlerin hakları konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Atatürk'ün gençliğe armağan ettiği bu anlamlı günde, gençlerin yaşadığı bu adaletsizliklerin son bulması ve onların özgürce düşüncelerini ifade edebileceği bir ortamın yaratılması en büyük temennimiz olmalı. Gençlerin sesine kulak vermek, ülkenin geleceğine yapılan en büyük yatırımdır.