İstanbul'da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Avcılar'da bir binanın tahliyesine neden oldu. Deprem sonrası yapılan incelemelerde binanın kolonlarında çatlaklar tespit edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Avcılar Belediyesi İmar Müdürlüğü ekipleri, riskli olduğu belirlenen 4 katlı binayı tahliye ederek mühürledi.
Binada Tehlike Sinyalleri
23 Nisan'da yaşanan depremin ardından, Avcılar'daki 5 bloklu bir sitede bulunan binalarda inceleme yapıldı. 64 daireden oluşan sitedeki bir binada, kolon burkulması ve demirlerin özelliğini yitirdiği tespit edildi. Ancak tehlike bununla sınırlı kalmadı. Yapılan detaylı incelemelerde, binanın inşaatında deniz kumu kullanıldığı ve bu kumun içerisinde deniz kabuklarının bulunduğu ortaya çıktı. Deniz kumunun kullanılması, binanın yapısal dayanıklılığını ciddi şekilde tehlikeye atıyordu.
Deniz kumu, içeriğindeki tuz ve diğer mineraller nedeniyle betonun ve demirin korozyonuna yol açar. Bu durum, binaların taşıyıcı sistemlerinin zayıflamasına ve zamanla çökmesine neden olabilir. Bu nedenle, inşaatlarda deniz kumu kullanılması kesinlikle yasaktır.
Tahliye Kararı ve Sonrası
Binadaki risklerin belirlenmesinin ardından, yetkililer derhal tahliye kararı aldı. Belediye ekipleri ve zabıtalar, binada yaşayanlara taşınabilir önemli eşyalarını ve ilaçlarını alarak binayı boşaltmaları yönünde duyuru yaptı. Akşam saatlerinde tamamen boşaltılan bina, belediye ekiplerince mühürlendi. Tahliye edilen 4 katlı binadan 70 kişi güvenli bir şekilde çıkarıldı. Aynı sitede bulunan diğer 4 bina için ise incelemelerin sürdüğü ve kararın kısa sürede iletileceği öğrenildi.
Tahliye edilen bina sakinleri için geçici barınma imkanları sağlanırken, binanın geleceğiyle ilgili kararın yapılacak detaylı teknik incelemeler sonucunda verileceği belirtildi. Uzmanlar, binanın güçlendirilmesinin mümkün olup olmadığını veya yıkılıp yeniden yapılmasının daha uygun olup olmadığını değerlendirecek.
Türkiye'de Deprem Gerçeği ve Yapısal Riskler
Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğu için, yapısal riskler her zaman ön planda tutulmalıdır. Özellikle 1999 Marmara Depremi'nin ardından, yapı denetimi konusunda önemli adımlar atılmış olsa da, hala eski ve riskli binaların varlığı devam etmektedir. Bu nedenle, binaların düzenli olarak denetlenmesi, olası risklerin tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır.
Riskli yapıların tespiti ve iyileştirilmesi konusunda devletin sağladığı destekler de bulunmaktadır. Bu desteklerden yararlanarak binalarını güçlendirmek veya yenilemek isteyen vatandaşlar, can güvenliklerini sağlamanın yanı sıra, ülke ekonomisine de katkıda bulunabilirler.
Avcılar'daki bu olay, İstanbul'da ve diğer deprem bölgelerindeki yapı stokunun ne kadar riskli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yetkililerin bu konuda daha sıkı denetimler yapması ve vatandaşların da binalarının güvenliği konusunda bilinçli olması gerekmektedir.
Deprem, Türkiye'nin bir gerçeği ve bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Ancak, gerekli önlemleri alarak ve bilinçli davranarak, depremlerin yıkıcı etkilerini en aza indirmek mümkündür. Unutmayalım ki, güvenli yapılar, güvenli bir gelecek demektir.
