TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, AKP'ye yakınlığıyla bilinen Cem Küçük'ün, muhalif kanalların İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile yaptığı reklam çalışmaları üzerinden ortaya attığı fatura iddialarına sert bir şekilde yanıt verdi. Yanardağ'ın bu açıklaması, medya ve siyaset dünyasında büyük yankı uyandırdı.
"Gel O Faturaları Alnına Yapıştıracağım!"
Merdan Yanardağ, Cem Küçük'e yönelik sert eleştirilerinde şu ifadeleri kullandı: "Efendim neymiş Tele1, Halk TV vesaire son 6 yılda İstanbul Belediyesi ile yaptığı işin faturalarını ortaya koymamış gel. Cem Küçük buraya senin alnına yapıştıracağım faturaları, gel gel bak burada bizim muhasebede hepsi duruyor gel biz iki kere mali soruşturmadan geçtik."
Yanardağ, sözlerine şöyle devam etti: "Biraz gazetecilik nosyonun çaban olsa biraz belge ve dosya inceler ve görürsün. Gel bir şey de yok ya yani şimdi keşke bize doğru düzgün reklam verselerdi ya reklam da vermediler herkese dağıttıkları reklam bütün medyaya verdikleri reklamdan payımıza ne düşmüşse bize de bir reklam vermişler. Faaliyetlerine ilişkin herkes şey zannediyor bizde bir sponsorlu program var İstanbul senin o o hizmeti sunan firmanın sponsorluğu İstanbul Belediyesi'nin de değil yani İstanbul Belediyesi ve diğer belediyelerden bize doğru düzgün reklam verilmiyor."
TELE 1'in Finansman Modeli
Yanardağ, TELE 1'in finansman modeliyle ilgili olarak da şunları söyledi: "Cumhuriyet Bayramı gelecek işte 10 Kasım olacak vesaire filan böyle prestij reklamları var başka bir şey yok. Bazı hizmet reklamları var da bir kampanya yaparlarsa bütün medyaya verdikleri gibi bize de veriyorlar asıl izleyici sponsorluğu var. Tabii bizim ayakta durduğumuz modeli anlayamıyorlar tele bir toplumun desteğiyle ayakta duruyor."
Bu açıklamalar, TELE 1'in yayın politikası ve finansman kaynakları hakkında önemli bilgiler sunarken, aynı zamanda Türkiye'deki medya kuruluşlarının karşılaştığı zorluklara da ışık tutuyor.
Medya Dünyasında Yankı Uyandıran Tartışma
Merdan Yanardağ'ın Cem Küçük'e verdiği bu sert yanıt, medya dünyasında geniş yankı buldu. Özellikle muhalif medya kuruluşlarına yönelik eleştirilerin arttığı bir dönemde, Yanardağ'ın açıklamaları, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularını yeniden gündeme taşıdı. Bu tartışma, Türkiye'deki medya ortamının geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
