
Ressam Evre Başak Clarke'a Şok Sözler: Kitle Vicdanı Nerede?
Ressam Evre Başak Clarke'ın yaşadığı acı olay, sosyal medyanın karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Kanserle mücadele eden ve ömrünün son demlerinde olduğunu açıklayan Clarke'a gelen destek mesajlarının yanı sıra, nefret dolu yorumlar infiale yol açtı. Peki, bu durumun ardında yatan psikolojik ve sosyolojik nedenler neler?
Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü: Kitle Psikolojisi ve Anonimlik
Uzmanlara göre, ölüm gibi acı bir gerçek karşısında bile merhametin kaybolması, sadece kötü niyetle açıklanamaz. Bu durum, psikolojik savunmaların, kişilik örüntülerinin ve sosyal medya mimarisinin birleşimiyle ortaya çıkan karmaşık bir tabloyu işaret ediyor.
- Anonimlik: İnternetin sağladığı anonimlik, bireylerin normal hayatta göstermeyecekleri davranışları sergilemelerine olanak tanıyor.
- Kitle Psikolojisi: Kitle içinde hareket etme dürtüsü, bireysel vicdanın önüne geçebiliyor.
- Empati Eksikliği: Başkalarının acılarını anlama ve paylaşma yeteneğinin azalması, nefret söyleminin yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor.
Klinik psikolog Dr. Feyza Bayraktar, bu durumu şöyle açıklıyor: "İnsanların bir bölümü eleştiriyi hakaretle, ifade özgürlüğünü teşhir ve linç hevesiyle karıştırıyor. İnternetin sağladığı anonimlik ve hız, normal hayatta devreye giren frenleri devre dışı bırakıyor."
Nefret Söyleminin Yaygınlaşmasında Sosyal Medyanın Rolü
Sosyal medya platformları, nefret söyleminin yayılması için uygun bir ortam sunuyor. Algoritmalar, kullanıcıları kendi yankı odalarında tutarak, farklı fikirlere maruz kalmalarını engelliyor. Bu durum, önyargıların ve düşmanlığın artmasına neden olabiliyor.
Ayrıca, sosyal medyanın hızlı ve anlık yapısı, düşünmeden hareket etme ve pişmanlık duymama eğilimini körüklüyor. Birçok insan, yazdıklarının veya söylediklerinin sonuçlarını tam olarak düşünmeden hareket edebiliyor.
Kitle Cesareti Bireysel Vicdanın Önüne Mi Geçiyor?
Evre Başak Clarke'ın yaşadığı olay, kitle cesaretinin bireysel vicdanın önüne geçtiği acı bir örnek. Birçok insan, kitle içinde kaybolarak, normalde yapmayacakları şeyleri yapmaya cesaret edebiliyor. Bu durum, sosyal medyanın anonim ve hızlı yapısıyla birleştiğinde, nefret söyleminin yayılmasına zemin hazırlıyor.
Bu tür olaylar, sosyal medyanın sorumlu kullanımının önemini bir kez daha hatırlatıyor. Her bireyin, çevrimiçi ortamda da aynı etik ve ahlaki değerlere sahip olması gerekiyor. Aksi takdirde, Evre Başak Clarke gibi birçok insan, sosyal medyanın acımasızlığına maruz kalmaya devam edecektir.