05 Mayıs 2025 Pazartesi

Astım Hastaları Dikkat! Mevsim Geçişlerinde Tehlike Artıyor

Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, 6 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, astımın dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayarak, özellikle mevsim geçişlerinde artan şikayetlere karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Keleşoğlu, astım hastalarının tedavilerini aksatmamaları konusunda uyarılarda bulundu.

Astım Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Astım, hava yollarının daralması ve iltihaplanması sonucu ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Dünya genelinde toplumun yaklaşık %10'unu etkileyen bu hastalık, nefes darlığı, öksürük, hırıltı ve göğüste sıkışma gibi belirtilerle kendini gösterir. Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, astımın genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceği gibi, sonradan da ortaya çıkabileceğini ifade ediyor.

  • Nefes darlığı
  • Öksürük
  • Hırıltı
  • Göğüste sıkışma

Astım sadece bireyi değil, ailesini de etkileyen bir hastalıktır. Özellikle çocuklarda astım, ailelerin yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca, astım atakları nedeniyle iş gücü kayıpları da yaşanabilir. Bu nedenle, astımın kontrol altına alınması ve tedavi edilmesi büyük önem taşır.

Mevsim Geçişlerinde Astım Şikayetleri Neden Artar?

Uzm. Dr. Keleşoğlu, astım şikayetlerinin genellikle mevsim geçişlerinde arttığını belirtiyor. İlkbahar ve sonbahar aylarında polenlerin ve mantar sporlarının havada yoğunlaşması, astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve dolayısıyla astım ataklarına neden olabilir. Bu dönemlerde hastanelere başvurular ve acil servis ziyaretleri de artış gösterir.

Bazı hastaların kendilerini iyi hissettiklerinde tedaviyi bıraktığını veya doktor kontrolünde geçici olarak ara verdiklerini ifade eden Keleşoğlu, özellikle alerji sezonu öncesinde hastaların doktorlarıyla iletişime geçerek tedavi süreçlerini yeniden değerlendirmeleri gerektiğini vurguluyor.

Astımın kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Keleşoğlu, yeterli oksijen alamamanın hem psikolojik hem de bedensel olarak kişiyi yıprattığını ve fonksiyonlarını tam olarak yerine getirememesine neden olduğunu söylüyor. Bu durum, ev hanımlarından öğrencilere, çalışan bireylerden sporculara kadar herkesin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Astımı Tetikleyen Faktörler ve Korunma Yolları

Astımın genetik yapının yanı sıra dış etkenlerle de şekillendiğini dile getiren Keleşoğlu, psikolojik gerginliklerin bile atağa sebep olabileceğini belirtiyor. Ancak en önemli engellenebilir faktörün sigara kullanımı olduğunu vurguluyor. Ayrıca, enfeksiyonlardan korunmak da büyük önem taşıyor. Grip aşısı ve zatürre aşısı yaptırmak, astım ataklarını önlemede faydalı olabilir.

  • Sigara kullanımı
  • Enfeksiyonlar
  • Hava kirliliği
  • Alerjenler (polenler, mantar sporları)
  • Psikolojik gerginlikler

Toplu alanlarda bulunmaktan kaçınılması ve bulunuluyorsa da maske kullanılmasının koruyucu olduğunu ifade eden Keleşoğlu, ev içi ve dış ortamdaki kirleticilerin de astım hastalarını olumsuz etkilediğini belirterek, havanın kirli olduğu günlerde açık alanlardan uzak durulmasının faydalı olacağını aktarıyor.

Sonuç olarak, astım kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Ancak, tedaviye uyum sağlamak, tetikleyici faktörlerden kaçınmak ve düzenli doktor kontrolünde olmak büyük önem taşır. Kontrolsüz astım, yaşam kalitesini düşürmenin yanı sıra ciddi solunum yetmezliğine ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, astım hastalarının tedavilerini aksatmamaları ve doktorlarının önerilerine uymaları hayati önem taşır.

İlgili Haberler