Antalya'da yaşanan ilginç bir olayda, Manavgat Şelalesi yakınlarındaki bir adacığa çıkan 3 kişi, su seviyesinin yükselmesi sonucu mahsur kaldı. İtfaiye ve STK kurtarma ekipleri tarafından kurtarılan şahıslara, soğuktan titremelerine rağmen 2 bin 953'er TL para cezası kesildi. Bu olay, hem kurtarma operasyonunun zorluğunu hem de uygulanan cezanın nedenini merak konusu yaptı.

Irmakta Mahsur Kalma Tehlikesi

Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Manavgat Irmağı'nda bulunan şelalenin alt kısmındaki adacık, son zamanlarda tehlikeli bir durum arz ediyor. Özellikle su seviyesinin ani yükselmesi, adacığa çıkanları zor durumda bırakabiliyor. Dün akşam saatlerinde 112 Acil Çağrı Merkezi'ne yapılan ihbarla harekete geçen ekipler, 3 kişinin adacıkta mahsur kaldığı bilgisine ulaştı. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimi Kurtarma ekibi, Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Sarılar ile Merkez Jandarma Karakolu ekipleri hızla olay yerine intikal etti.

Kurtarma çalışmaları sırasında itfaiye ekipleri, adacığa ulaşmak için özel bir mülkten geçmek zorunda kaldı. Ancak mülkün tel örgüyle çevrili ve kapısının kilitli olması, ekiplerin işini zorlaştırdı. Sarılar Mahalle Muhtarı Fehmi Toy'un sorumluluğu üstlenmesiyle kilidin kırılması sağlandı ve ekipler ırmak kenarına indi. Su seviyesinin yüksek ve akıntının fazla olması nedeniyle itfaiye ekipleri, bir süre su seviyesinin düşmesini beklemek zorunda kaldı. Daha sonra Ulukapı tarafından ırmağa bot indirilerek mahsur kalan kişiler kurtarıldı.

Kurtarılan Şahıslara Ceza Şoku

Irmakta mahsur kalan ve Manavgat'ta bir kargo firmasında çalıştığı belirlenen Alper K., Ömer B. ve Şahin Y., kurtarıldıktan sonra sağlık ekipleri tarafından kontrol edildi. Ancak asıl sürpriz, Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Jandarma Karakoluna bağlı ekiplerin, şahıslara "Emre aykırı davranış" gerekçesiyle 2 bin 953’er TL para cezası uygulaması oldu. Bu ceza, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu. Bazı kişiler, şahısların dikkatsizliği nedeniyle bu duruma düştüğünü ve cezanın haklı olduğunu savunurken, bazıları ise kurtarıldıktan sonra ceza verilmesinin orantısız bir uygulama olduğunu dile getirdi.

Peki, bu tür durumlarda cezai işlem uygulanması ne kadar doğru? Bu sorunun cevabı, olayın detaylarına ve ilgili yasal düzenlemelere bağlı. Ancak, bu olay, insanların doğa ile iç içe vakit geçirirken daha dikkatli olmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Unutulmamalıdır ki, doğal güzelliklerin tadını çıkarırken, kendi güvenliğimizi de sağlamak en önemli sorumluluğumuzdur.

• Doğada her zaman hazırlıklı olunmalı.
• Su seviyesinin ani değişimlerine karşı dikkatli olunmalı.
• Tehlikeli bölgelerden uzak durulmalı.
• Acil durumlar için iletişim araçları bulundurulmalı.

Antalya'da yaşanan bu olay, hem kurtarma ekiplerinin özverili çalışmalarını hem de doğa ile insan arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor. Umarız, bu tür olaylar bir daha yaşanmaz ve insanlar doğanın tadını çıkarırken daha bilinçli ve dikkatli olurlar.

Bu olay, doğa ile iç içe yaşarken dikkatli olmanın önemini bir kez daha vurguluyor. Kurtarma ekiplerinin çabaları takdire şayan olsa da, vatandaşların kendi güvenliklerini ön planda tutmaları gerekiyor. Umuyoruz ki bu olay, benzer durumların yaşanmaması için bir ders olur ve herkes daha bilinçli hareket eder.