
Bakırhan'dan Tarihi Çağrı: Kürt-Türk İlişkileri Yeniden Mi Kurulacak?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Parti Meclisi toplantısı öncesinde yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Bakırhan, Kürt ve Türk ilişkilerinin yeniden demokratik temelde kurulması gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde Ortadoğu'nun felaket senaryosu içinde tükenileceği uyarısında bulundu. Bu önemli açıklama, bölgedeki gelişmeler ve Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir döneme işaret ediyor.
Ortadoğu'da Yeni Rota Arayışları
Bakırhan, Ortadoğu'daki yakıcı gelişmelere dikkat çekerek, bölgenin yeni bir rota arayışında olduğunu belirtti. "Yeni bir dünya, yeni bir Ortadoğu kuruluyor. 2025’in ortasına yaklaşırken; hem küresel siyaset hem Ortadoğu kendine yeni rota arıyor. Ukrayna savaştan yanıyor; Gazze, İsrail saldırılarıyla kanıyor. Irak belirsiz, Suriye paramparça" ifadelerini kullandı. Eski ittifakların çöktüğü, yeni ittifakların kurulduğu bu dönemde, enerji koridorları ve güç dengelerinin ön plana çıktığını vurguladı.
Bakırhan, PKK'nin tarihi dönüşüm kararının bu küresel rüzgarı okumanın bir ürünü olduğunu savundu. Türkiye'nin de bu jeopolitik fırtınalarda kendisine yeni bir yol çizmeye çalıştığını belirterek, önümüzde iki yol olduğunu söyledi: ya kriz ve kaos devam edecek ya da Türkiye barışı sağlayarak doğru bir rotada yol alacak.
Tarihi Bir Seçim: Barış mı, Tükeniş mi?
Bakırhan, 22 Ekim'de Bahçeli'nin çıkışı, 27 Şubat'ta Öcalan'ın çağrısı ve Erdoğan'ın iradesinin önemli adımlar olduğunu vurgulayarak, "Bu adımlar yarım asırlık düğümü çözdü. Pusulayı savaştan barışa çevirdi. Artık felaket değil selamet yolunu seçtik" dedi. Bu süreçte geç kalınmasının can ve mal kaybı riskini artıracağını belirten Bakırhan, tarihi bir seçimle karşı karşıya olduklarını ifade etti: "Ya Kürt ve Türk ilişkilerini demokratik temelde yeniden kuracağız ya da Ortadoğu'nun felaket senaryosu içinde biz de tükenip gideceğiz."
Bakırhan, bu sürecin bir pazarlık değil, bir varoluş meselesi olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin ve bölgenin gelecek yüzyıla hazırlandığını söyledi. Süreç karşıtlarına seslenerek, "İkballeriniz için barışı umudunu baltalamayın. Bu topraklara artık korku ve paronaya ekmeyi bırakın lütfen" çağrısında bulundu.
- Öcalan'ın çağrısı: Kürtlerin en insani hakları tartışıldığında kıyamet koparanlar, ortak yaşamın önündeki en büyük engellerdir.
- PKK'nin kararı: Silahlar sussun, siyaset konuşsun.
- Yeni Sözleşme: Kardeşlik hukukunun adresi Meclis'tir.
Bakırhan, 27 Şubat çağrısı ve PKK'nin 12 Mayıs kararlarının yeni bir dönemin kapısını açtığını belirterek, bu süreçte siyasetin ve özellikle PM üyelerinin omuzlarına büyük bir yük düştüğünü söyledi. Toplumu ikna etmenin, köprüleri kurmanın ve doğru bir dil kullanmanın önemine vurgu yaptı.
Sonuç olarak, Tuncer Bakırhan'ın açıklamaları, Türkiye'nin önünde duran tarihi bir yol ayrımını gözler önüne seriyor. Kürt ve Türk ilişkilerinin yeniden kurulması, sadece Türkiye için değil, tüm Ortadoğu için yeni bir umut ışığı olabilir. Ancak bu sürecin başarısı, tüm aktörlerin samimiyetine, diyalog çabalarına ve ortak bir geleceği inşa etme kararlılığına bağlı olacaktır. Türkiye, bu kritik dönemde doğru adımları atarak barış ve istikrar yolunda ilerleyebilecek mi, yoksa Ortadoğu'nun karmaşık denkleminde tükenişe mi sürüklenecek, zaman gösterecek.