Barış Çağrıları Yükseliyor! Siyasi Liderlerden Kritik Mesajlar
Gündem

Barış Çağrıları Yükseliyor! Siyasi Liderlerden Kritik Mesajlar


23 June 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 23 June 2025

İstanbul'da düzenlenen "Barışın Yolunu Açmak" konferansı, Türkiye'nin geleceği için umut verici mesajlara sahne oldu. Siyasi parti liderleri, hukukçular, aktivistler ve sanatçıların katılımıyla gerçekleşen konferansta, yeni bir çözüm sürecinin temelleri atılmaya çalışıldı. Konferansta, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi zemininin oluşturulmasının önemi vurgulanırken, barışın sadece iktidarın insafına bırakılamayacak kadar değerli olduğu belirtildi.

Siyasi Liderlerden Barış Vurgusu

Konferansa katılan siyasi parti liderleri, gönderdikleri mesajlarla barışın önemine dikkat çekti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, barışın sadece çatışmaların sona ermesi değil, adaletin tesisi, hakların tanınması ve farklılıkların güven içinde bir arada yaşayabildiği kapsayıcı bir toplumsal düzenin kurulması olduğunu vurguladı. Özel, mesajında, "Barışı inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğudur" ifadelerini kullandı.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğlulları ise barışın Kürt sorununda çözüm ve Türkiye'nin demokratikleşme umutlarının gerçekleşmesiyle hayata geçeceğini belirtti. Mesajlarında, "Barış, sadece siyaset kurumunun veya iktidarın insafına bırakılmayacak kadar önemlidir" ifadelerine yer verdiler.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da gönderdiği mesajda, ülkenin sorunlarının çözümü için açık bir diyalog zemini ve derinlikli istişare yapılarının hayati önemde olduğunu vurguladı. Babacan, "Ülkemizin geçmişten bugüne taşıdığı en ağır yüklerden birisi Kürt sorunudur" dedi.

Davutoğlu'ndan 10 Maddelik Çözüm Önerisi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise konferansa gönderdiği mesajında, Kürt meselesinin çözümü için 10 maddelik bir öneri sundu. Davutoğlu'nun önerileri şu şekilde:

  • Yeni bir zihniyet: Tek tipleştirici, ayrımcı ve güvenlikçi zihniyetten uzak, demokratik ve çoğulcu bir anlayışa geçiş.
  • Ortak ve yerli bir yaklaşım: Kürt meselesine yönelik çözüm arayışları, Türkiye’nin kendi tarihsel ve toplumsal dinamiklerine dayanmalı.
  • Sivil, özgürlükçü ve kapsayıcı anayasa: İnsan hak ve özgürlüklerine dayalı, tüm toplumu kapsayan, sivil ve demokratik bir anayasa inşa edilmeli.
  • Düşünce ve ifade özgürlüğü: Farklılıkların ifade edilebildiği, açık diyalog ve empati zeminlerinin oluşabildiği tam bir ifade özgürlüğü ortamı.
  • İmtiyaza ve ayrımcılığa dayanmayan eşit vatandaşlık: Tüm yurttaşlarımızın eşit haklara sahip olduğu bir vatandaşlık anlayışı.
  • Kapsayıcı muhataplık: Kürt meselesinin çözümü, tüm vatandaşlarımızın, tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun ortak gündemi olmalı.
  • Anadilin eğitimde ve sosyal hayatta kullanımı: Kürtçenin de eğitimde ve kamusal hizmetlerde kullanılmasının önündeki engeller kaldırılmalı.
  • Demokratik yerel yönetimler: Merkezi vesayet mekanizmalarının yerine, demokratik meşruiyete dayalı bir yerel yönetim sistemi inşa edilmeli.
  • Sınır ötesindeki Kürtlerle sağlıklı ilişkiler: Türkiye, komşu ülkelerdeki Kürtleri bölgesel barışın paydaşı olarak görmeli.
  • Yeni bir sosyo-ekonomik kalkınma stratejisi: Bölgesel kalkınmayı hedefleyen bütüncül bir strateji geliştirilmeli.

Barış Umutları Yeşeriyor

"Barışın Yolunu Açmak" konferansı, Türkiye'nin geleceği için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Siyasi parti liderlerinin barış mesajları ve çözüm önerileri, toplumda umutları yeşertirken, yeni bir çözüm sürecinin başlatılması için zemin hazırlıyor. Konferansta vurgulanan çoğulcu demokrasi, katılımcı yönetim anlayışı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri, Türkiye'nin daha aydınlık bir geleceğe ulaşmasına katkı sağlayabilir. Barışın toplumsallaşması ve kökleşmesi için atılacak her adım, Türkiye'yi çözüme daha da yaklaştıracaktır.