İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, olası büyük İstanbul depremi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Uzmanların farklı görüşleri kamuoyunda merak uyandırırken, Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın konuyla ilgili açıklamaları dikkat çekti. Ortaylı, İstanbul'u terk etmenin çözüm olmadığını savunarak, doğru evler yapıp usulüne uygun yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini vurguladı.

Deprem Uzmanları Farklı Düşünüyor

İstanbul depremi sonrası Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul'da büyük bir deprem beklemediğini ve riskin ortadan kalktığını iddia etti. Ancak bu görüşe Prof. Dr. Naci Görür'den sert bir yanıt geldi. Görür, büyük İstanbul depreminin hala beklendiğini ve son depremlerin bu süreci hızlandırabileceğini belirtti. Hatta Üşümezsoy'u eleştirerek, "Sanıldığı gibi her titreyen bilim insanı değildir" ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Celal Şengör ise daha da sert bir uyarıda bulunarak, "İstanbul topun ağzında. Yıllardır alınmayan önlemler nedeniyle vakit daraldı. En akılcı çözüm, şehri terk etmektir" dedi. Bu farklı görüşler, kamuoyunda büyük bir kafa karışıklığına neden oldu.

İlber Ortaylı'dan Net Cevap

Tüm bu tartışmaların odağında, Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya da görüşü soruldu. Ortaylı, İstanbul'u terk etmeyeceğini açıkça belirterek şunları söyledi:

"Bunların ikisi karar veremedi, ben vereceğim öyle mi? Tarihte iki hafta arayla büyük depremler pek görülmemiştir, ancak bu kesin olmayacak anlamına gelmez. İnsanlar doğru düzgün evler yapsınlar, usulüne uygun yaşamayı öğrensinler. 6 büyüklüğündeki bir depremde bu kadar panik edilmez. Japonya’da her gün deprem oluyor, kimse arabasına atlayıp yolları tıkamıyor. İstanbul’u herkes terk ederse ne olur? Ben İstanbul’u terk edemem."

Ortaylı'nın bu sözleri, İstanbul'u terk etmenin bir çözüm olmadığını ve asıl önemli olanın depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve bilinçli bir şekilde yaşamak olduğunu vurguluyor.

Doğru Evler Yapıp Yaşamayı Öğrenmeliyiz

İstanbul depremi gerçeğiyle yüzleşirken, uzmanların farklı görüşleri kafa karışıklığına yol açsa da, İlber Ortaylı'nın açıklamaları önemli bir mesaj veriyor. Panik yapmak yerine, depreme karşı önlemler almak, sağlam yapılar inşa etmek ve bilinçli bir şekilde yaşamak gerekiyor. İstanbul'u terk etmek yerine, onu depreme dayanıklı bir şehir haline getirmek için çalışmalıyız. Unutmayalım ki, deprem değil, binalar öldürür.